Bakırköy / İSTANBUL

Türk Hukukunda “Yerleşik Kişi, Yerleşim Yeri ve Adres” Kavramlarına İlişkin Temel Düzenlemeler Üzerine – Yavuz AKBULAK/SPK Başuzmanı

Türk Hukukunda “Yerleşik Kişi, Yerleşim Yeri ve Adres” Kavramlarına İlişkin Temel Düzenlemeler Üzerine – Yavuz AKBULAK/SPK Başuzmanı
Merhum hocam Prof. Dr. Ali Ülkü AZRAK anısına…
  1. Giriş

Ülkemiz hukukunda ve muhtelif hukuki belgelerde ve metinlerde en sık kullanılagelen kavramlardan bazıları da;

  • Yerleşim yeri,
  • Yerleşik kişi,

Bu yazıda, anılan kavramlar minvalinde Türk hukukundaki temel düzenlemelere değinilecek ve dipnotlarda ilgili mevzuata (mevzuattaki ifadeler/ibareler aynen iktibas edilmiştir) dair künye bilgileri de verilecektir.

  1. Türk Hukukunda “Yerleşik Kişi, Yerleşim Yeri ve Adres” Kavramları

2.1. Gelir Vergisi Kanunu (GVK)[1]

GVK’da “Türkiye’de yerleşme” kavramına yer verildiği, “adres” kavramının sadece m.102’de geçtiği görülmüştür.

Mükellefler:

Madde 3- Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:

  1. Türkiye’de yerleşmiş olanlar;
  2. (Değişik: 19/2/1963-202/1 md.) Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısiyle Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkür kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)

Türkiye’de yerleşme:

Madde 4- Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır:

  1. İkametgâhı Türkiye’de bulunanlar (İkametgâh, Kanunu Medeninin 19 uncu ve mütaakıp maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
  2. (Değişik: 19/2/1963-202/2 md.) Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.)

Yerleşme sayılmıyan haller:

Madde 5- Aşağıda yazılı yabancılar memlekette altı aydan fazla kalsalar dahi, Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar:

  1. Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benziyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadiyle gelenler;
  2. Tutukluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmıyan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş veya kalmış olanlar.

(Dar Mükellefiyet)

Mükellefler ve mevzuu:

Madde 6- (Değişik: 24/12/1980-2361/2 md.)

Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.

2.2. Vergi Usul Kanunu (VUK)[2]

VUK’ta ‘adres’, ‘iş adresi’, ‘mükellefin açık adresi’, ‘ikametgâh adresi’, kavramlarına çeşitli maddelerde rastlanılmakla beraber, adres ibaresine dair herhangi bir tanıma rastlanılmamıştır. Bununla beraber, aşağıdaki maddelerde bazı belirlemelerin yapıldığı da görülmüştür.

Bilinen adresler:

Madde 101- (Değişik: 28/11/2017-7061/16 md.)

Bu Kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

  1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
  2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
  3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.

Adres değişikliklerinin bildirilmesi:

Madde 157- 101 inci maddede yazılı bilinen iş (…) yeri adreslerini değiştiren mükellefler, yeni adreslerini vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.

2.3. Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)[3]

KVK’da (kanunî veya iş merkezi) “Türkiye’de bulunanlar/bulunmayanlar” kavramlarına yer verildiği anlaşılmış olup, adres kavramına ise rastlanılmamıştır.

Tam ve dar mükellefiyet

Madde 3- (1) Tam mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

(2) Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.

(3) Dar mükellefiyette kurum kazancı, aşağıdaki kazanç ve iratlardan oluşur:

  1. a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de iş yeri olan veya daimî temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticarî kazançlar (Bu şartları taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye’de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının ya da her ikisinin Türkiye’de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır.).
  2. b) Türkiye’de bulunan ziraî işletmeden elde edilen kazançlar.
  3. c) Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları.

ç) Taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar.

  1. d) Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları.
  2. e) Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.

(4) Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

(5) Kanunî merkez: Vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir.

(6) İş merkezi: İş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.

2.4. Türk Medeni Kanunu (TMK)[4]

TMK’da, “yerleşim yeri” kavramına rastlanılmış, ancak adres kavramına rastlanılmamıştır.

  1. Yerleşim yeri
  2. Tanım

Madde 19- Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.

Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.

Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz.

  1. Yerleşim yerinin değiştirilmesi ve oturma yeri

Madde 20- Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır.

Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye’de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır.

  1. Yasal yerleşim yeri

Madde 21- Velâyet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hâllerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır.

Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.

2.5. Türk Borçlar Kanunu (TBK)[5]

TBK’nın muhtelif maddelerinde “yerleşim yeri” [Bunlar; m.89 (‘İfa yeri’), m.253 (‘Taksitle satış’), m.262 (‘Yetkili mahkeme ve tahkim’), m.264 (‘Ön ödemeli taksitli satış’), m.590 (‘Kefilin takibi’) ve m.595 (‘Kefil ile borçlu arasındaki ilişki’)] kavramına rastlanılmış, “adres” kavramına ise rastlanılmamıştır.

2.6. Türk Ticaret Kanunu (TTK)[6]

TTK’da “yerleşim yeri” kavramına Kambiyo Senetleri (Üçüncü Kitap “Kıymetli Evrak”, Dördüncü Kısım’da) ve (Beşinci Kitap) Deniz Ticaretinde muhtelif maddelerde olmak üzere ve denetçinin yerleşim yeri, borçlunun yerleşim yeri, muhatabın yerleşim yeri, hamilin yerleşim yeri, düzenleyenin yerleşim yeri, taşıyıcının yerleşim yeri, alacaklının yerleşim yeri, malikin yerleşim yeri ve kiracının yerleşim yeri şeklinde rastlanılmış, adres kavramına ise rastlanılmamıştır.

2.7. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar[7]

32 sayılı Karar’da, “yerleşim yeri” kavramı yerine (Türkiye’de/dışarıda) “yerleşik kişi” kavramına rastlanılmış, ancak “adres” kavramına rastlanılmamıştır.

Tanımlar

Madde 2- Bu Karar’ın uygulanmasında,

  1. b) Türkiye’de yerleşik kişiler: Yurt dışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dâhil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişileri,
  2. c) Dışarıda yerleşik kişiler: Türkiye’de yerleşik sayılmayan gerçek ve tüzel kişileri,

2.8. Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği[8]

Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği’nde “adres” ve “yerleşim yeri” kavramlarına rastlanılmıştır.

Tanımlar

Madde 4- (1) Bu Yönetmelikte geçen;

  1. a) Adres: Herhangi bir toprak parçası veya binanın coğrafî konumu ve işlevi açısından tanımlanmasını,
  2. b) Adres beyan formu: Yerleşim yeri ve diğer adreslerin bildiriminde kullanılan, şekli ve kapsamı Bakanlıkça belirlenmiş olan formu,
  3. c) Adres bileşenleri: Numaralama işlemlerinde kullanılan unsurlardan; posta kodları, il, ilçe, bucak, köy ve mezra isimleri, mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak isimleri ile sabit tanıtım numarası ve bina numarası gibi adres verileri ile tanımlanan coğrafî konum, kişisel ve kurumsal adres bilgisine ulaşmak için gerekli olan bilgileri,

  1. e) Diğer adres: Kişinin yerleşim yeri adresi dışında kalan yerleri,
  2. o) Yerleşim yeri adresi: Sürekli kalma niyetiyle oturulan yeri,

ö) Yerleşim yeri ve diğer adres belgesi: Kişinin yerleşim yerini veya diğer adreslerini gösteren belgeyi,

ifade eder.

Yerleşim yeri ve diğer adres

Madde 9- (1) Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Kişinin aynı anda birden çok yerleşim yeri adresi olamaz.

(2) Yerleşim yeri dışında kalan ve geçici süre ile oturulan yazlık, kışlık, ikinci veya üçüncü gibi konutlar da kişinin talebi halinde diğer adres olarak tutulur.

Yerleşim yeri ve diğer adres belgesi

Madde 17- (1) (Değişik: 28/11/2011-2011/2504 K.) Kimlik Paylaşımı Sistemi çerçevesinde adres bilgisine erişebilen kurumlarca ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde faaliyette bulunan bankalarca kişilerden ayrıca yerleşim yeri ve diğer adres belgesi veya yerleşim yeri ve adres bilgilerine ilişkin başkaca belge istenemez.

(2) Talep halinde, yerleşim yeri ve diğer adres belgesi nüfus müdürlüklerinden ya da Kimlik Paylaşımı Sistemine bağlanarak bu sistemdeki kayıtlara uygun belge üretebilen muhtarlıklardan temin edilebilir.

  1. Sonuç Yerine

Yapılan mevzuat taramalarımızda, ülkemiz mevzuatında yeknesak bir kavram bütünlüğünün olmadığı, genellikle mevzuat içeriğine uygun kavram veya ibarelerin tercih edildiği/kullanıldığı anlaşılmaktadır.

[1] Gelir Vergisi Kanunu, Kanun Numarası: 193, Kanun Tarihi: 31.12.1960, RG 06.01.1961/10700

[2] Vergi Usul Kanunu, Kanun Numarası: 213, Kanun Tarihi: 04.01.1961, RG 10.01.1961/10703, 11.01.1961/10704, 12.01.1961/10705

[3] Kurumlar Vergisi Kanunu, Kanun Numarası: 5520, Kanun Tarihi: 13.06.2006, RG 21.06.2006/26205

[4] Türk Medeni Kanunu, Kanun Numarası: 4721, Kanun Tarihi: 22.11.2001, RG 08.12.2001/24607

[5] Türk Borçlar Kanunu, Kanun Numarası: 6098, Kanun Tarihi: 11.01.2011, RG 04.02.2011/27836

[6] Türk Ticaret Kanunu, Kanun Numarası: 6102, Kanun Tarihi: 13.01.2011, RG 14.02.2011/27846

[7] Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar, Dayandığı Bakanlar Kurulu Kararı: 07.08.1989-89/14391, RG 11.08.1989/20249

[8] Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği, Dayandığı Kanunun Tarihi ve Numarası: 25.04.2006-5490, Dayandığı Kanunun Tarihi ve Numarası: 23.11.2006-2006/11320, RG 15.12.2006/26377

 

“Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.”

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Eğitimlerimiz Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: